VF kat sol
VF kat sağ

14 Aralık 2020

Azatlık meydanı yeni ve doğru bir dünya düzeninin ilanıdır

Karabağ Zaferi ile Kafkaslar ve Dünya siyaset tarihinde yeni bir sayfa açılmıştır. Bundan sonra bölge tarihi yeni bir istikamette şekillenecektir. Türkiye’nin önerisi ve Üzerinde çalıştığı 6’lı platform, yirmi birinci yüzyıla girerken yeni Dünya’nın beşten ibaret olmadığının ilanı hükmündedir.

Evet yeni bir dünya düzenimi demiştiniz, buyurun size, Yepyeni bir Dünya Düzeni.

Evet zorbalığın olmadığı kimin gücünün kime yettiği orman kanunlarının artık tedavülden kaldırıldığının herkese ilan edildiği bir meydan.

Mazlum halklar üzerinden savaş ve soykırımlarla bölgesel ve tek taraflı stratejik hesapların artık yapılamayacağının ilanıdır Azatlık meydanındaki tören.

Türkiye son 18 yıldır artık büyük düşünmek, sınırları zorlamak, yeni stratejiler geliştirerek hem bölgesinde hem de tüm dünyada önemli adımlar atmak sürecine girmiştir. Vizyonunu da bu perspektiften yeniden belirleme durumuna geçti. Bu durum doğal olarak güçlü stratejik planlama yapılmasını gerekli kılmaktadır.

Doğu Akdeniz’den Kafkaslara kadar Dünyanın yeniden şekillenmeye başladığı bir zaman diliminde bulunmaktayız.

Türkiye tarihinden ve coğrafyasından kaynaklanan değerinin farkına varıyor, Vizyon geliştiriyor, sorunlarıyla yüzleşiyor, kabuğunu kırmaya çalışıyor. Ülkemiz için her geçen gün yeni fırsatlar doğuyor. Bir sıçrama noktasının eşiğinde durduğumuzu ve bu süreçte atılacak doğru adımların Türkiye’yi taşıyacağı ufukları mutlaka hesaba katmalıyız.

Bu sıçrama noktası dün Doğu Akdeniz, Filistin, Afrika iken, bugün sıçrama noktası Kafkaslar da Azatlık meydanı oldu.

Türkiye ve Azerbaycan, Ermenistan'ı değil arkasındaki gücü orada alt etti. Cephede yenilen Ermenistan gibi görünse de başta Fransa olmak üzere Avrupa ve ABD’dir.

Yaptırım teşebbüsü ve kararları bu yenilginin rövanşıdır.

Yüz yıldır sömürge mantığına alışmış yerli malı krallar ve liderler üzerinden, bölgenin yaşam kaynakları üzerinde tepinen küresel güçler artık rahatça tepinemeyeceklerini anladıklarındandır bu tepki.

Bölgeden binlerce kilometre uzaktan gelenler bu zenginliği paylaşacak, ancak hemen dibinde asıl hak sahipleri sesini çıkarmayacak, razı olacak diye düşünülüyor, fakat kral çıplak.

AB ve ABD şunu kesin olarak bilmeli ki, artık Ortadoğu ve Asya’da hiçbir hesabın Türkiye ve bölge halkları hesaba katılmadan gerçekleşme şansı yoktur

Evet; Uzun haliyle ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası anlamına gelen CAATSA, 2017'de ABD Kongresi tarafından onaylanmış ve bu yasa çerçevesinde Rusya, İran, Çin ve Kuzey Kore'ye yaptırımlar uygulanmıştı. Savunma bütçesi tasarısında Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını öngören bir bölüm de yer aldı.

Türkiye’nin S-400’leri teslim almasının ABD Hasımlarına Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında Rusya ile önemli bir işlem olarak kabul edildiği ve NDAA’nın yasalaşmasından sonra 30 gün içinde Türkiye’de S-400 alımına müdahil olanlara CAATSA yaptırımlarının uygulanması talep edildi.

Yaptırımların kaldırılmasının şartları gelince;

Yaptırım uyguladıktan sonra 1 yıl içinde Kongrenin gerekli komitelerine Türkiye’nin veya yaptırım uygulanan kişilerin, artık S-400’leri veya bunların yerine herhangi bir Rus sistemini uhdesinde bulundurmadığını, Türk topraklarında Rus hükümeti veya şirketleri adına herhangi bir Rusya vatandaşının S-400’leri çalıştırmadığını teyit ettikten sonra, Türkiye’den Türk hükümetinin veya hükümet adına başka bir tarafın S-400 veya onun yerini alabilecek bir sistemi tekrar edinmek için CAATSA’nın 231. bölümünün kapsamına girecek herhangi bir faaliyete girmeyeceğine dair taahhüt aldıktan sonra yaptırımları kaldırabilir.

Tasarının 159. bölümünde ise yasalaşmasından sonra, 15 gün içerisinde Türk şirketlerinin yerine F-35 için parça üretecek ortakların tespit edilmesi ve gerekli işlemlerin başlatılması işin diğer bir zorbaca boyutu.

Yani tam anlamıyla kötü bir toptancı tüccar mantığı 

Ne diyelim binlerce yıllık bir tarih, kültür ve sağduyu karşısında bazı şeylerin yaptırımlarla değişmeyeceğini anlamak için ABD’nin 250 yıllık tarihi yetmiyor ne yazık ki.

Vesselam.