Bazı haberler beni işgillendirir. Kaynağına ve ne dendiğine dikkat kesilirim. Eğer bu türden haberlerin odağında cari olan bozuk sistemi haklı olarak sorgulayan ya da eleştiren bir insan varsa bu tarz haberler benim için daha da bir önem kazanır.  

Örneğin, geçtiğimiz günlerde bir Canan Karatay haberi vardı. Medyada oldukça malzeme edildi. Pekçok haber sitesi balıklama daldı habere... Maksat 3-beş bin daha fazla trafik almak. Oysa “buna değer mi” diye çoğu kişi düşünmedi ya da düşünmek istemedi.

Efendim, malum habere göre Canan Karatay, bir mekânda yemek yemiş. Yemek yerken de masada çok yemek tabağı varmış; hatta “yemeyin” dediği ekmeklerden de bolca tüketmiş o yemekte Canan Hoca...

”Alın işte bu da belgesi” dercesine haberin(!) yanında kocaman bir fotoğraf... Fotoğrafta Canan Hoca iştahla bir şeyler yiyor.

AMAÇ CANAN HOCA'YI İTİBARSIZLAŞTIRMAK

Bizde yaygın bir yaklaşım vardır. Belli bir iddiayı ortaya koyan kimseyi itibarsızlaştırmak, hatta onu karikatürize bir figür haline döndürmek için yoğun çaba sarf edilir. Ne yazık ki bu akımın kaynağı genellikle medya olur bizde...

Konuyu “Bak, bak neler söylüyor, sonra da kendisi neler yapıyor”a getirmesini kabul edelim ki seviyoruz. Gruptan ayrı olan, farklı düşüneni sevmiyoruz genelde...

Sosyal medyada bir paylaşım gördüm ve üzüldüm doğrusu... Sıradan bir kullanıcı, malum habere vurgu yaparak; “inanacak kimse bulmak gerçekten zor. Artık kimseye inanamayacak mıyız” mealinde bir yorum yazmış. Yani, sizin anlayacağınız Canan Karatay Hoca ile ilgili haber amacına ulaşmış. Sözkonusu haberle birlikte bu çizgiye getirilmiş pek çok insan olduğuna eminim...

RAHATSIZ OLAN ÇEVRELER VAR

Lafı dolandırmadan söyleyeyim. Canan Hoca ile ilgili zaman zaman medyada gündeme gelen alaycı bir içerikle kotarılmış haberlerin bazı çevrelerce özellikle yapıldığına inanıyorum. Çünkü; Karatay'ın söylemlerinin  başta dev ilaç şirketlerinin hoşuna gitmediği hepimizin malumu. Onun söylemlerinin hoşuna gitmediği çevreler sadece dünyadaki milyarlarca dolarlık ilaç piyasasına yön veren şirketler değil. Dünyanın bugün bir “matrix” haline getirildiğinin bilinmesini istemeyen modern dünyanın bir avuç firavun ruhlu baronu ve onlara yakın çevreler de bu söylemlerden rahatsız olmalılar.

Ne diyor Canan Karatay, modern buğdayın genetiği değiştirilmiş. Geleneksel buğdayın kromozom sayısı 14 iken genetiği değiştirilmiş buğdayın kromozom sayısı yerine göre 40, 42, 49 olmuş. İnsan vücudu bu buğdaydan istifade edemiyor, dahası zarar görüyor diyor Hoca.

Hatta bunları sadece kendisinin söylemediğini yabancı ve prestijli pek çok kaynakta bu bilgilerin yer aldığını söylüyor. Birçok nörolojik hastalıkların kökeninde yine modern buğdayın rol oynadığının altını çiziyor. Çocuklardaki dikkat dağınıklığından tutun da kanser vakalarındaki etkisine kadar insanı gerçekten de endişeye sevkeden söylemler ortaya koyuyor. Bugüne kadar ezber bozan birçok açıklamasına şahit olduk.

Şimdi, böylesine kendi insanına faydalı olmayı, bu uğurda kendi camiasını bile karşısına almayı göze alan bir insanı bir kalemde harcamak olur mu?

YEDİĞİ EKMEK DEĞİL

Fotoğrafa dikkatlice bakıldığında Hoca'nın iddia edildiği gibi ekmek değil lahmacun yediğini fark edebiliyorsunuz. Onu tanıyanlar lahmacunla ilgili “yiyin” tavsiyesini defalarca yaptığını bilirler...

Diyelim ki Canan Karatay, söylemlerine ters düştü, zaaf gösterdi ve bir restoranda yemeğin yanında bir somun ekmek yedi. Bu neyi değiştirir ki. Modern buğdayın genetiğinin değiştirildiği ve 14 kromozomlu iken bugün 40'lı sayılara geldiği gerçeği değişecek mi?

Bu bilgi geçersiz mi sayılacak?

Modern buğdayın nörolojik hastalıklardan mide-bağırsak rahatsızlığına, çocuklarda gelişme sorunlarından bağışıklık sisteminin çökmesine varıncaya kadar neden olduğu bilgisine yer veren  prestijli kaynakların değerine bir halel mi gelecek?

Canan Hoca için bu denli esnek bir anlayışı tabii ki beklemiyorum. Ama en azından haber, durum neyse onu yansıtsın.

Bu haberleri algı operasyonu gibi ortaya sürenler kadar düşüncesizce aynı haberleri yine aynı mantıkla yapanlar da suçlu.

Ama yağma yok. Toplumun geneli kendi kahramanlarına sahip çıkacak ve sizler amiyane tabirle havanızı alacaksınız.