CHP, DEVELER TELLAL PİRELER BERBER İKEN
Hani, Bir varmış bir yokmuş ile başlayıp, Develer, pirelerle devam eden, Az gittik Uz gittik ile biten masallarımız vardı. Kimisi güzel başlayıp kötü biten, kimisi kötü başlayıp iyi biterdi. Her nedense CHP’nin ki kötü başlayıp halen kötü devam eden cinsinden
“Türbanlı hakim olmasın”, alın size Tellal develerle berber
pirelerden inciler, Hele bir idam edin sonra yargılarız diyen tipik bir CHP
kafası.
Yeni kazılan siperlerde yeni kurşun askerler bir halt beceremeyince
eski tüfekler siperlere marş! Marş!
Eski tellal ve berberlerden biliriz. Yıllarca Nursuz Nurların
ekranlara taşıdıkları ikna odalarından ve kurşun asker Alemdaroğullarından CHP’nin
Kırmızı Çizgilerinin neler olduğunu bu millet çok iyi biliyor.
Tamamen anayasal bir hak ile Hak edilen Hakimlik mesleğini, bu
ülkenin bazı insanları yapamaz. Bildik nasırlaşmış bir kin, Nasırlaşmış bir
düşmanlık.
Geçmişte, Ahlaki ve Hukuki hiçbir meşruiyeti olmayan başörtüsü
yasağını savunan Tellal ve Bay Pire’ler, kendi siyasi/ideolojik düşünceleriyle
çağdaşlık adı altında medeniyet pazarlamaya, kendilerine ters düşen kesimüzerinde yıllarca baskı kurmaya
çalıştılar.
Medya ve Oligarşik bürokrasinin desteğiyle sürdürülen buyasak, yıllarca “laiklik elden
gidiyor!”, ”türban siyasi simgedir!”, “irtica hortladı!” gibi asılsız
gerekçelerle toplum nezdinde korku yaratılarak meşrulaştırılmaya çalışılmıştı.
Eski Tellallardan Fikri Sağlar, CHP zihniyetinin faşizan
anlayışının bugüne yansımasıdır aslında. CHP de Bu faşist anlayış hâlâ yaşamını
sürdürüyor.
Başörtülü kızlarımız yıllarca üniversitelerin kapılarından
çevrildi. Tarlada çiftçi veya bir yerde çaycı olursan başörtü meşrudur,
üniversitede olursan, doktor veya Avukat olursan başörtüsü yasaktır!
Başörtülü kadınların sırf başları örtülü olduğu için hizmet
verirken ayrım yapacağı ana fikri ile ortaya çıkan bu zihniyet aslında özünde
ayrımcılık yatan CHP’nin bir bilinçaltı Versiyonu dur.
Bu bakış açısı ile başları örtülü kadınlar peşin olarak
diğerlerinden ayrılmış, ayrımcılık yapacağına kesin gözüyle bakılarak da suçlu
ilan edilmiş ve cezaları kesilmiştir.
Oysa bir hukuk devletinde olması gereken, birilerini peşinen suçlu
ilan edip bazı haklardan mahrum bırakmak değil, şayet bir suç ya da hukuka
aykırılık söz konusu ise o kişi ya da davranış hakkında hukukun gereklerinin
yerine getirmesidir.
Bireylerin sırf din ve vicdan hürriyetinin gereklerini yerine
getirdikleri için bazı haklardan mahrum bırakılmaları, bizzat dini düşüncenin
yasaklanması anlamına gelmektedir. Bu ise demokratik bir hukuk devleti olduğunu
iddia eden bir ülke için kabul edilemez bir durumdur.
Sadece bıyık farkı ile CHP’nin Hitler bıyığı modasına uymayan, Üç
dönem millete vekillik yapmış hatta bakanlık yapmış, kazılan yeni siperlere
uygun adımla yürüyen bir fikri Sağların bunu bilmemesi mümkün değildir.
CHP zihniyeti yıllardır, Devlet zoruyla toplumu kamusal bir kafesin
içerisine yerleştiren, o kafesin içerisinde toplumsal kozmoloji inşa eden,
kendi bölme ve ayırma sistemini oluşturarak toplumu kategorize eden ve kendi
düşüncesi dışında kendi kamusalları dışındaki bütün kamusallıkları reddeden
faşist bir anlayıştır.
Bu çıkış, özünde ayrımcılık yatan bir çıkış olmakla birlikte
geçmişte toplumsal önyargılar ile sosyal mühendisliklere hazırlık kokan
bilinçli uygulamalardır.
CHP yıllardır bilerek ve programlı bir şekilde başörtü düşmanlığı yapmaktadır.
Eski Türkiye kalıntıları ve alışkanlıkları ile Sözcükler üzerinden Toplum
zihninde iktidar kuracaklarını zan ediyorlar. Sonrasında ‘’Başörtüsünü kabul
ediyoruz ama türban siyasi bir mesaj içermektedir’’. Demenin arkasına
saklanacaklar.
Yine deneyecekler. Farklı siperlerde, Dışlayıcı, kutuplaştırıcı,
ilkel ifade ve saldırılarla.
Türkiye uzun yıllardır bu zihniyetle mücadele ediyor.
CHP hiç değişmedi. Camileri ahıra çeviren, ezanı yıllarca Türkçe
okutan, âlimleri idam eden ve başörtüsünü yasaklayan CHP, bundan sonrada hiç
değişmeyecek.
Ve gökten üç elma düştü. Biri Pensilvanya’ya, biri Graham Fullerin,
biride bizim fikrinin başına düşer.
Vesselam.