22 Eylül 2020

DÜNYA İSLAM'A MUHTAÇ!

Bir kadın. Müslüman bir kadın. Neredeyse her akşam kendi ailesine, çocuklarına pişirdiği yemekten bir miktar ayırıp evlerinin karşısında oturan yabancı uyruklu öğrencilere gönderiyor. Kadının oğlu tabağı her seferinde öğrencilere götürdüğünde öğrenciler de tabağı boş göndermeyip kendi pişirdikleri yemekten veya yemek pişirmemişlerse de ekmeklerinden pay edip gönderiyorlar. Bu böyle bir iki devam ediyor. Kadın bu kez elinde yemekle kendisi öğrencilerin kapısına dayanıyor ve:

"Ben size her yemek gönderdiğimde neden tabağımı dolu gönderiyorsunuz? Ben sizden yemek istemiyorum." der.

Öğrenciler de:

"Abla biz Türküz. Bizim örfümüze, adetimize ve değerlerimize göre gelen tabak boş gönderilmez. O gün evde ne pişmişse tabağa ondan koyulur."

Kadın:

"Anladım ama siz bana yemek göndermeyin siz öğrencisiniz." der ve gider.

Ardından kadın tekrar yemek gönderir ve öğrenciler kadının tabağını tekrar dolu bir şekilde geri gönderir.

Bir gün kadın yine oğluyla öğrencilere yemek gönderiyor. Fakat bu kez yemeği koyduğu tabak, tek kullanımlık plastik bir tabaktır...

Sayın okur, yukarda değindiğim bu yaşanmış olayı okuyunca Anadolunun bir köyünde geçiyor diye düşünebilirsiniz. Fakat bu olay Pakistan, İslamabad'da geçiyor. Pakistanlı müslüman bir kadın ve Türk öğrenciler arasında yaşanıyor.

(Bu güzel ve nahif anısını benimle paylaşan erkek kardeşime teşekkürü borç bilirim.)

Değindiğimiz olaydan yola çıkacak olursak, "İslâm kardeşliği" ortak paydasında buluşan her insan;  vicdanlı, merhametli, samimi ve içten bir davranış güzelliğine sahip oluyor. Hiç tanımadığı yabancı uyruklu öğrencilere, kendi evlatlarına pişirdiği yemekten hiç bıkmadan usanmadan ayırabilecek samimiyeti ancak "İslâm kardeşliği" sağlayabilir.

İnsanın üzerindeki çatı "İslâm" olduktan sonra rengi, dili, uyruğu ne olursa olsun merhamet ve vicdan ile hareketlerine yön verebilir. Başkasını, kendisi gibi olmayanı ötekileştirmez aksine bir annenin evlâdını sevdiği gibi bağrına basar. Muhacir ve Ensar'ı hatırlayacak olursak, sahabenin bize bıraktığı sıcak bir mirastır.

Hucurat Sûresi 10. ayet ''bütün müminler kardeştir" sloganını vurgulayarak, kalplere sevgi, iyilik ve merhamet tohumlarını ekmektedir. İlgili ayet:

"Bütün müminler kardeştir. O halde, (her ne zaman araları açılırsa) iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki O'nun rahmetine nail olasınız."

Yine Tevbe sûresi 71. ayete bir göz attığımız vakit, Allah, İslâm kardeşliği ve dostluğunu müminlere has kılıp iyilik üzere olmalarını ister:

"Erkek ve kadın müminlere gelince, onlar birbirlerinin yakınlarıdırlar: (hep) iyi ve doğru olanın yapılmasını özendirir, kötü ve zararlı olanın yapılmasına engel olurlar; ve onlar namazlarında kararlı ve devamlıdırlar, arındırıcı yükümlülüklerini yerine getirir, Allaha ve Onun elçisine yürekten bağlılık gösterirler. İşte bunlardır, Allahın rahmetiyle kuşatacağı kimseler: muhakkak ki, doğru hüküm ve hikmetle yargılayan en yüce iktidar sahibidir Allah!"

İslâm'ın, yürünebilecek en güzel ve temiz yol olduğunu her an idrak edebilecek bilinç ve kardeşlikle kalın sayın okur.