21 Eylül 2019

Ege’nin İncisi: İzmir

Bu hafta Ege'nin en güzel şehirlerinden birine, İzmir'e gidiyoruz. Hem eğitim hem gezi içeren mini İzmir gezimiz için plan yapmaya başlıyoruz. Sabiha Gökçen havalimanından uçarak gitmeye karar verdik. Çünkü otobüs ve uçak fiyatları aynı. Evet Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçmenin de hem maddi hem zaman maliyeti var ama olsun.  Uçmayı tercih ediyoruz. Öğlen saat 13:30'da uçağımıza biniyoruz ve tam bir saat sonra İzmir'deyiz.

Havalimanı çıkışından İzban tren hattı var. Hemen trene binip şehir merkezine doğru yol alıyoruz. Trenleri hep sevmişimdir. Kalkış ve bitiş saatleri şaşmaz. Trafik sorunu yaşanmaz. Yaklaşık 40 dk. Süren keyifli tren yolcuğumuz sonrasında Konak istasyonunda inip şehir merkezine doğru yürüyoruz. Bir şehri tanımanın en iyi yolu sokaklarında, çarşılarında uzunca yürümek. İlk durağımız tarihi Kemeraltı çarşısı.

Kemeraltı Çarşısı

İzmir'in en renkli, en büyük alışveriş merkezi Kemeraltı adını, ana caddeyi boydan boya aralıklarla süsleyen ‘arasta' adı verilen kemerlerden almış. Bu kemerlerden çok azı günümüze kalmış. Üstü açık dünyanın en büyük çarşılarından biri olan Kemeraltı Çarşısında sayıları gittikçe azalsa da han, hamam, kitabe, hazire, köşk, konak, cami, mescit, sinagog, sebil, şadırvan, çeşme, bedesten ve eski sokak dokularını görmek mümkün.

İzmir Kemeraltı Çarşısı'nın önemli tarihî yerlerinden Kızlarağası Hanı‘nı dolaşıp sahaflara, dükkânlara bakıyoruz. Hediyelik eşyalar alıyoruz. Uzun ve keyifli bir gezintiden sonra hanın tam ortasındaki açık çay bahçesinde, fincanda pişirilen kumda türk kahvesi içiyoruz. Yanında da buranın meşhur tatlısı; bademli kazandibi var. (İzmir'e giderseniz mutlaka deneyin derim ) Kahve molamız sonrasında Kızlarağası Hanı, bitişiğindeki tarihi Hisar Camisi'ne de gidiyoruz. Burada namazımızı kılıp yola devam ediyoruz.

Saat Kulesi

Bir sonraki durağımız Konak Meydanı'nda yer alan ve İzmir'in sembolü olan meşhur Saat Kulesi. Osmanlı Padişahı Sultan 2.Abdülhamit'in tahta çıkışının 25.yılını kutlamak amacıyla 1901 yılında; İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa, Bahriye Mirlivası Said Paşa ve Belediye Reisi Eşref Paşa'dan oluşan komisyon tarafından yaptırılmıştır. Kule'nin etrafında bolca fotoğraf çekilip yola devam ediyoruz.

Konak sahilde biraz yürüyüş yapıp bugün ki son durağımız olacak Karşıyaka'ya gitmek için vapur hattını kullanıyoruz. Yaklaşık 20 dk süren vapur yolcuğu sonrası Karşıyaka'ya varıyoruz. Burada konaklayıp ertesi gün yola devam edeceğiz.

 

 

 

Şirince Köyü

İkinci gün erkenden yola koyuluyoruz. Yine tren hattını kullanarak İzmir'in şirin köyü Şirince'ye doğru gidiyoruz. Karşıyaka'dan Selçuk ilçesine tren yolculuğumuz sonrasında mini bir minibüs yolcuğu yaparak Şirince'ye varıyoruz. Burası gerçekten bir film setini andırıyor.

Eski kaynaklarda “Dağdaki Efes” olarak anılan Şirince'ye Kırkınca olan ismi, efsanelere dayandırılan bir hikayeye göre eski çağlarda kendilerini dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet ediliyormuş. Rumcada Kirkince ve Çirkince gibi adlarla da anılan Şirince'ye nihai ismi, Cumhuriyetin ilk yıllarında dönemin İzmir Valisi Kazım Dirik tarafından ziyaret edildiğinde, “Böyle güzel bir yer Çirkince olamaz, olsa olsa Şirince olur” sözlerinin üzerine verilmiştir.

İzmir'in Selçuk ilçesine 8 kilometre mesafede bulunan mimari dokusu korunmuş turistik bir köy olan Şirince. Bu şirin köyün taş döşeli sokaklarını adım adım dolaşmak bu büyülü dünyada kaybolmanızı sağlıyor. Köyün tepelerine doğru yürüyüp orada manzarası güzel çay bahçesinde oturup mola veriyoruz.

Matematik köy

Şirince Köyüne yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan Nesin Matematik Köyü'ne yürüyerek gidiyoruz. Bu şirin bilim köyü, imece usülü ile kurulan dünyada bir ilkmiş. Matematik Köyü'ne gelen öğrenciler ise yeteneklerine ve fiziksel güçlerine göre bulaşık, yemek, sulama, temizlik, ağaç dikme gibi çeşitli görevleri dönüşümlü olarak üstlenerek bu imece usulü çalışan köye katkıda bulunuyormuş. Burayı da görüp tekrar Selçuk merkeze ordan da yaklşaık 1 saat mesafede bulunan Efes Antik Kenti'ne gidiyoruz.

Efe Antik Kenti

Antik dünyanın en önemli uygarlık, kültür, bilim ve sanat merkezi Efes Antik Kenti, MÖ 8,600 yıl öncesinde, Antik Çağ'da Doğu ile Batı'nın buluştuğu bir noktada bir liman kenti olarak kurulmuş.

Politik ve ticari gelişmelerle birlikte Roma Devleti'nin Asya eyaletinin başkentine dönüşmüş. Dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı'nın Efes'te yer almış olması kenti daha çok ziyaretçi çekmesini sağlamış. Her biri görkemli mimari şaheser olan Celcus Kütüphanesi, Yamaç Evler, Antik Tiyatro, Kral Yolu ve çok sayıda arkeolojik eseri Efes'te en çekici yapılar. Burada dolaşmak çok büyüleyici, rüyalar aleminde gezmek gibi bir his veriyor. Zaman su gibi akıp geçiyor. Bolca fotoğraf çekip güzel anılarla buradan ayrılıyoruz.

Selçuk ilçesi merkezden tekrar tren yolculuğu ile Karşıyaka'ya varıyoruz. Ertesi gün eğitimimizi tamamlayıp geri dönmek üzere bu kez otobüs yolcuğunu ile İstanbul'a doğru yola koyuluyoruz.

İzmir'de gezip görülmesi gereken çok fazla yer var. Buraya gelirseniz en az bir hafta ayırmanızı öneririm. Özellikle de Şirince köyünde uzun vakit geçirmek isteyebilirsiniz.