21 Kasım 2016

Geçmişten günümüze zekâ kavramına kapsamlı bir bakış

 “Eşit olmayan insanlara eşit davranmaktan daha büyük eşitsizlik olamaz.”

                                                                                              Thomas Jefferson

Geleneksel anlayışa göre zeka doğuştan getirilen bir yetenektir. Sabittir. Değişmez. Zeka ölçülür. İki ya da üç basamaklı bir sayıyla ifade edilebilir. Zeka, zeka testiyle ölçülür. Zekayı ölçmedeki amaç öğrencileri seviyelerine göre sınıflandırmak –embesil, idiot..vs- ve onları kademelendirmektir. Seviye okulları, sınıfları oluşturmaktır. Özellikle göçmenlerin, sığınmacıların bu şekilde örgün eğitim dışına itildiği vakalara sıkça rastlanmaktadır. Bu anlayışa göre zeka değişmeyeceğinden öğrencilerin ölçülen zekalarına göre gelecekteki başarıları hakkında da öngörüde bulunabiliriz.

            Yeni anlayışa göre zeka hem kalıtımın hem de çevrenin bir ürünüdür. Burada bahsi edilen çevre fiziki yapı değildir. Çevre, bireyin öğrenme yaşantılarının toplamı olarak ifade edilebilir. Eğer birey, beş duyu organını harekete geçirecek öğrenme yaşantıları deneyimlerse doğuştan getirdiği zeka kapasitesini geliştirebilir, arttırabilir.  Çevrede hem avantajlı hem de dezavantajlı deneyimler kazanılabilir. Örneğin Einstein'a babasının hediye ettiği manyetik pusula onun yaşamında önemli bir yere sahiptir. Bir futbolcuya çocukluğunda verilen krampon, bir yazarın küçük yaşlarda edindiği dolma kalem, bir modacıya okul müsameresinde giymek için kiralanan prenses kostümü avantajlı deneyimlerdir. Bu deneyimler kişinin var olan potansiyelini açığa çıkarmasına yardımcı olmuştur.

Bir de dezavantajlı deneyimler vardır. Resim çizme yeteneğinin iyi olmamasına rağmen çok uğraşıp emek vererek çizdiği karakalem çalışmasının suratına öğretmeni tarafından fırlatılması, bir başkasına yaptırtmışsın bu bir erkek çizimi sen çizemezsin senin böyle bir yeteneğin yok denmesi o öğrencinin utanmasına, haksız yere iftiraya uğramasına ve resme karşı olumsuz tutum geliştirmesine sebep olacaktır. Sınıfta küçük düşürülen öğrenci boş yere azarlanmıştır. Yeteneği var ise bile bu çocuk bir daha bu alana yönelmeyecektir.

Bir müzik öğretmeninin sınıfına toplu halde şarkı söyletirken kulağına tiz bir ses geldiğini belirterek şarkı söyleyen öğrencilerden birinin ağzını kapaması ve sus sakın söyleme ahengi bozuyorsun sadece ağzını oynat demesi o öğrencinin müzik deneyiminden kaçması anlamına gelmektedir. Bu öğrenci müzikle ilgili verilen görevleri, çalışmaları yerine getirmeyeceğine ilişkin özinanç geliştirir. Eğitim fakültesinde okurken sadece müzik dersinden bütünlemeye kalır. Çünkü ne kadar çalışsam da başaramayacağım benim  müzik yeteneğim yok inancını içselleştirmiştir. Öğretmen olduğunda protokol önünde bayrağa el basıp yemin töreni yapılırken sesi güzel olmadığı için ısrarla en arkada yer almak ister. Yemin töreninde aynı müzik öğretmeninin ona tembihlediği gibi mırıldanır asla yüksek sesle yemin etmez. Çünkü topluluk önünde tekrar küçük düşme riskini almak istemez.

Bu dezavantajlı deneyimler o öğrenciler için yaşanılan zeka alanından koparak farklı bir zeka alanına yönelmek açısından önemlidir.  Okul öncesi, temel eğitim ve ortaokul öğretmenlerimizin ülkemizin geleceği çocuklarımıza mümkün olduğunca avantajlı deneyimler yaşatmalarının önemini vurgulamak isterim. Bir resim öğretmeninin dersine farklı ilgisi ve yeteneği olan öğrencisine resim kalemi, bir müzik öğretmeninin flüt hediye etmesi onların hayatında bir dönüm noktası olabilir. İfade ve beceri derslerinde yeteneği olmasa da sadece emekleri için o öğrencileri tebrik etmeleri onlara büyük katkı sağlayacaktır. Dezavantajlı deneyim yaşattıkları öğrencilerin maneviyatlarına ne kadar hasar verdiklerini düşünmeleri gerekir. İşte zekada bahsettiğimiz çevre bu deneyimlerdir.

Zekaya ilişkin yeni anlayışta bireyin zeka kapasitesi değiştirilebilir. Bazen gelişirken bazen gerileyebilir. Mümkün olduğunca zengin çevrede deneyimler kazanmasına fırsat sağlanarak zenginleştirilmesi önerilir. Zeka, herhangi bir olayda, performansta, problem çözme sürecinde veya üründe sergilenir. Zeka, çoğuldur. Zeka, gerçek hayattan farklı bir şekilde ele alınamaz. Yaşamdan soyutlanamaz. Zeka,  insanın doğal potansiyellerini anlamak için kullanılır.

 

 

 

yim