23 Şubat 2019

Güzel Atlar Ülkesi; Kapadokya

Haftasonları gezmeyi sevenler için tur programları çok uygun oluyor. Hem fiyat açısından uygun oluyor hem de içerik olarak oldukça dolu oluyor ve birçok yeri gezip görmüş oluyorsunuz. Biz de bu niyetlerle turları araştırdık ve üç günlük Kapadokya turu için kendimize en uygun olanını seçtik. Perşembe gecesi 21:00'de buluşma noktamıza varıp otobüs yolculuğuna başlıyoruz. Gece yolculuğumuz hızla akıyor ve sabahın erken saatlerinde ıhlara vadisine varıyoruz…

Ihlara Vadisi

Yolculuk çok rahat ve nefis bir hava eşliğinde devam ediyor. Sabah ilk olarak Ihlara Vadisi'ne giriş yapıyoruz. Buraya giriş için müze kart gerekiyor ve giriş oldukça kalabalık. Bizim gibi bir çok yerli yabancı turist burayı gezmeye gelmiş. Melendiz çayının yüzyıllar boyunca süren aşındırılması ile oluşan yaklaşık 150 mt derinlikteki bugünkü ıhlara vadisi yüzlerce kilise ve harika doğa güzellikleri ile binlerce ziyaretçinin ilgisini çekiyor.

Bu büyük gezi parkurunda yürüyüş yapıp fotoğraf çekerek yaklaşık iki saat vakit geçiriyoruz. Melendiz çayı üzerinde ahşaptan yapılmış ufak baraka tarzı yerler, insanın acayip iştahı açılıyor, burada yemeğimizi yedikten sonra turumuz devam ediyor.

Narlıkuyu Krete Gölü

Yolumuz üzerinde Narlıkuyu Kreter Gölünde fotoğraf ve çay molası veriyoruz. Aksaray, Nevşehir ve Niğde'nin kesişme noktasında olan Narlıgöl,  Nar köy sınırları içinde bulunuyor. Yüksek dağlarla çevrilmiş bu doğa harikası çukurda kaldığı için hiçbir zaman kar tutmuyor ve dondurucu ayazlar görülmüyor. Gölün ilginç özelliklerinden biri de yukarıdan balonla bakılınca kalp şeklinde görünmesi. Buralara gelirseniz görmeden gitmeyin derim.

 

Derinkuyu Yer altı Şehri

Bir sonraki durağımız; Derinkuyu yeraltı şehri. Girişte müze kart geçerli. Derinkuyu Nevşehir'in bir ilçesi. Niğde'ye 50, Nevşehir'e 29 km uzaklıkta. Yer altı şehri bir rastlantı sonucu bulunmuş. 1965 yılında ise genel restorasyon çalışmasından sonra hizmete açılmış. Dünyanın 9.harikası olarak uzmanlar tarafından literatüre geçen bu şehir, her yıl binlerce ziyaretçi ağırlıyormuş. Burada Hititliler, Romalılar, Bizanslıların oturduğu 8 katlı çok geniş bir kompleks. Yerin altına devasa genişlikte 8 kat aşağı inilerek kurulan bu şehir insana dilini yutturuyor. Burası hristiyanlığın ilk zamanlarında hem saklanma, hem de gizli ibadet yeri olarak kullanılmış.

Burada öyle bir teknik ve mimari kullanılmış ki bunu yapan insanlar bunu nasıl yaparlar, bu tekniğe nasıl sahipler diye düşünmeden edemiyorsunuz. Günümüzde dahi kullanılan havalandırma bacaları ve tüneller, yerin 8 kat altından bağırdığınızda, yerin üstünden bu sesi duymanız çok rahat bir şekilde insanı şaşkına çeviriyor.

Şu ana kadar yapılan çalışmalar sonucunda ortaya ancak bu kadar yani yerin altına inen 8 kat ortaya çıkarılmış. Fakat daha kazısı yapılamayan ve devam eden en az bu 8 kat altında bir 10 kat daha yerin bulunduğu uzmanlar tarafından kesin olarak belirlenmiş. İnanılmaz bir şey bu,yer altında 18 katlı bir apartman düşünebiliyor musunuz,!

Yer altı şehrine girmeden önce yaklaşık 15 dk'lık bir bilgilendirme veriliyor kapıda. Hamile olanlar, karanlıktan ve dar yerlerden korkanlar, yer altı korkusu olanlar, kapalı yer korkusu olanlar kesinlikle içeri alınmıyor ve bunlardan birine sahipseniz ve söylemezseniz ve içerde bir şey olursa sorumluluk kabul edilmiyor.

Mezara girmiş gibi hissettiriyor, gerçekten çok daracık bir yoldan baya aşağıya iniyorsunuz.Buralarda insanlar nasıl yaşam sürmüş aklım almıyor. Hayatım için bir kere daha şükrediyorum. Benim için oldukça farklı bir deneyim oluyor.

Derinkuyu yer altı şehrinde yaklaşık 2 saat kaldık. Bu muhteşem yer altı şehri o kadar gizemli ve etkileyici ki. Kapalı yerde kalma fobiniz yoksa burayı mutlaka görmenizi öneririm. Hayatınıza, doğduğunuz şartlara, sahip olduklarınıza şükretmek için ne kadar çok nedeniniz olduğunu fark edeceksiniz.

Yukarıya yani yeryüzüne çıktığımızda mis gibi havayı içimize çekiyoruz, hemen dışarıda bulunan çay bahçelerinden birine oturup çay içiyoruz. Turdaki diğer turistler ise hediyelik eşya alıyor. Yer altı şehrinin hemen ilerisinde Aya Theodori Kilisesi var ama ziyarete kapalıymış.

Paşabağ ( Peri Bacaları)

Göreme-Avanos istikametine giderken 3 km sonra sağa dönüp yaklaşık 10 dk gidince yol üstünde Paşabağ bölgesinden geçiliyor ve buradaki peribacaları gerçekten muhteşem. Yükseklikleri yer yer 15-20 mt arasında değişiyor ve bazıları 3 başlı.

Paşabağları'nda bir çok cafe ve çay ocağı var, dinlenebilir, çayınızı içer, hediyelik eşya alabilirsiniz. Yaklaşık 2 saat kaldıktan sonra yola devam edip otelimize varıyoruz.

Balonla Uçuş

Sabaha karşı 03.50 gibi balon firması çalışanı otele geldi ve minibüse binip diğer balonla uçacak turistleri otellerinden almaya başladık. Saat 05.00 gibi minibüste 15 kişiydik.

Saat 05.30 gibi merkeze geldik. Burada poğaça ve çay, kahve'den oluşan ayaküstü bir kahvaltı ikramından sonra minibüslere atladık ve atlama yerine geldik. Bu alanda yaklaşık 20 kadar balon firmasının balonları hazırlanmaya başlamış bile. Alanda yaklaşık 100 kişi var balon turu yapmaya gelen. Güneş yeni yeni doğmakta ve manzara müthiş.

Balon turları genelde sabahın bu erken saatlerinde yapılıyor çünkü rüzgar ve hava durumu en müsait saat bu saatler oluyor. Ve en sonunda bizim de balon hazırlandı ve bindik balonlara. Bizim sepet 16 kişilik ve orta boy sepet var balonda. Saat 07.30 gibi havalandık.

Yaklaşık 2 saat boyunca tüm Kapadokya bölgesi ayaklarımın altındaydı, harikaydı tek kelime ile. Yükseklerde, en yükseklerde o muhteşem manzarayı izlemek, fotoğraflamak müthiş bir duygu. Yavaş yavaş alçalıp yere inmeye başladık turun sonunda. Ve geleneksel olarak yapılan balon turu sertifika kutlaması yaptık. Çok keyifli bir deneyimdi. Yükseklik korkunuz yoksa tavsiye ederim. Uçuş sonrası otelimize geri dönüyoruz.

( haftaya devam edecek…)