VF kat sol
VF kat sağ

18 Ocak 2021

​İslamifobi Bir İnsanlık Ve Medeniyet Suçudur

Günümüz itibariyle İslamifobi basın ve medyayı ellerinde tutan küresel güçler tarafından bir proje olarak hortlatıldı.           

Batı dünyasında özellikle İslam’a, Müslümanlara ve İslam medeniyetine yönelik küresel bir saldırı var. Sürekli nefret körükleniyor, İslamifobi oluşturuluyor.

Zira nasıl Antisemitizm bir insanlık suçu ise İslamifobi de o kadar insanlık suçudur.

Batı ve Avrupa medeniyeti çok iyi bilmektedir ki, Bu topraklar farklı medeniyetlerin yüzyıllarca nasıl hoşgörü içinde yaşayabildiğini çok iyi kanıtlamıştır.

1920‘de ABD’de ortaya çıkan Protestanlık Orijini Fundamentalizm (köktencilik)şimdi İslam kültürü ile özdeşleştirilerek lanse edildi.

Düşmanlık, Endülüs’ün İslam tarafından fethedilmesine dayanıyor. Haçlı seferlerine asker bulabilmek için Kilise mensuplarının yaptığı propagandalar ve fikir Hıristiyanlığına karşı tehlikeler üzerine oluşturulmuş olan hedef ‘’İSLAMİ FOBİ ‘’üzerine kurulur

 O gün bu gündür Bunlar yüz yıllardır harmanlanıp piyasaya sürülüyor. 11 Eylül 2001 deki kırılma bunlara bir örnektir.

Küresel mekanizmanın mutfağında pişirilen İkiz Kuleler saldırısı ile Afganistan’ı işgal ettiler, hesabı kitabı önceden çok iyi hazırlanmış bu proje 11 Eylül’le beraber Start aldı.

11 Eylül saldırısının ardından Avrupa ülkelerinde Müslüman avı başlattılar. Bununla yetinmediler bütün Müslüman ülkeleri işgal ettiler. Katliamlara giriştiler, Dünyanın her yerinde İslam’a karşı bitmeyen bir nefret ateşi yaktılar. Bu ateş medeniyetin tüm başkentlerinde ölçüsüzce yakıldı.

Eskiden zencilere tahammülleri yoktu şimdi Müslümanlara tahammülleri yok. Avrupa Hiç değişmedi ve hiç değişmeyecekte. Ruhundaki barbarlık kültürü dün olduğu gibi bugünde aynı

Yıllardır yaptıkları kültür deformasyonu ile Medeni görünüp Müslümanlara barbar dediler asıl barbarlığı bugün kendileri yapmaktadırlar.

Vietnam, Kore, Kamboçya, Endonezya, Afganistan, Libya, Irak, İran, Yugoslavya, Mısır, Suriye, Yemen’i işgal ederken kendi silahlarını deneyip silah endüstrilerini yeniliyorlardı.

İslam karşıtlığının merkezi haline gelen Avrupa ülkelerinde Müslümanlara karşı şiddet eylemlerinin her geçen gün artarak devam etmesi gelecek açısından kaygı vericidir.

Bu saldırıların sadece marjinal aşırılıkla açıklanması mümkün değildir. Saldırılara karşı yönetimlerin sessizliği, esas hedefin İslam’ın Avrupa’dan tasfiyesi olduğunu göstermektedir.

Öte yandan Avrupa ülkelerinde devlet politikası haline gelmeye başlayan bu hedef doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılarak İslam karşıtlığı, yasalar ile hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması şeklinde, tarihe utançla hatırlanacak notlar düşülmektedir.

İslam Coğrafyalarını yeni küresel dünya için, operasyon alanı olarak gören, yirmi birinci yüzyılı tek yanlı bir küresel imparatorluk şeklinde projelendiren, uluslararası sistemi ve güç haritasını buna göre şekillendirmeye çalışan, Batı ve ABD’nin 11 Eylül eksenli küreselleşme serüveninin bugün geldiği nokta ortadadır.

Avrupa’da yükselen İslam karşıtlığına karşı İslam dünyasında, Müslümanların inanç ve ibadet özgürlüğünün ötesinde, var olma hakkının muhafaza edilmesi için var olan tüm mekanizmalar harekete geçirilmeli veya daha güçlü bir mekanizma oluşturulmalıdır.

İslam Dünyası bu güçlü mekanizmayı oluşturacak tüm dinamiklere sahiptir. İnanıyoruz ki bu dinamikler en kısa zamanda islamifobi ve antisemitizme karşı tüm insanlığın ve inançların, kendilerini güvende hissedecekleri bir Dünya yaratacaktır.

Vesselam