VF kat sol
VF kat sağ

10 Kasım 2020

KÖR NOKTAMIZ, KENDİMİZ!

“Fransız düşünür ve matematikçi Mariotte, göz üzerinde çalışmalar yaparken oldukça beklenmedik bir durumla karşılaştı: Retinada fotoreseptörlerden yoksun ve hatırı sayılır büyüklükte bir yama vardı. Bu yamanın Mariotte'u şaşırtmasının nedeni, görme alanının, sürekli ve kesintisiz olduğu izlenimini vermesidir; görüşte, fotoreseptörlerin bulunmadığı bu bölgeye karşılık gelen bir boşluk ortaya çıkmaz. Yoksa çıkar mı? Mariotte konunun derinlerine indikçe, görüşümüzde aslında gerçekten de bir 'delik' olduğunu fark etti: Her bir göz için artık 'kör nokta' olarak bilinen küçük bir bölge.

*Bunu görebilmek için sol gözünüzü kapatın ve sağ gözünüzü aşağıdaki artı işaretine sabitleyin. Şimdi sayfayı, siyah nokta yok olana kadar (tahminen 30cm kadar uzaklıkta)yavaşça yüzünüze yaklaştırıp uzaklaştırın. Noktayı artık göremiyor oluşunuzun nedeni, kör noktaya denk gelmesidir." #incognito syf.32

Yukarıda alıntıladığım bölüm, David Eagleman'ın, Incognito kitabından bir kesit. İlginç olan şu ki yazıyı okudukça farkına vardığım şey; beynimizdeki bu yamaya (kör nokta) günlük hayatta ve en basit insan ilişkilerinde de denk gelişimiz.

İşte bizim kör noktamız;

Kar topu gibi hızla büyüyen problemlerimize karşı, sessizliğimizi koruyup, gören körü oynadık. Sonra da dönüp, "bu toplum neden böyle?" dedik.

Toplumun arkasına bile bakmadan terk ettiği "evrensel ahlâki değerlerin" sahipliğini üstlenme işini başımızdan savdık. Sonra da dönüp, "bu suç oranları neden azalmıyor?" dedik.

Yoksulun, ihtiyaç sahiplerinin de acaba bu akşam pişirecekleri bir kap yemek var mı? diye kafa yormadık. Sonra da dönüp, "geçinemiyoruz, ay sonunu bile getiremiyoruz" dedik.

Sonuçlar, ezberler ve geleneksel olanın üzerine basa basa,  yeni fikirleri daha filizlenmeden ezdik. Sonra da dönüp, "bu gençler neden böyle?" dedik.

Her defasında insanı insan olma olgunluğuna ancak ''eğitimin"  getirebileceği düşüncesini sloganlara terk ettik. Sonra da dönüp, "biz neden hâlâ düşünce ve davranışlarımızın ilkelliğinde boğulan bir toplumuz?" dedik.

Eleştiri ve sorgulama gibi üst düzey becerilerin yoksunluğunun dibe vurmasına seyirci kalmayıp bir de yardım ettik. Sonra da dönüp, "neden bu kadar at gözlüğü takmış insanlar var" diye gecikmiş bir sorgulamada bulunduk.

Gururla rehberliğini üstlendiğimiz neslin bizi örnek alması için başımızı telefonlardan, televizyonlardan kaldırıp kitaplara konuk olamadık. Sonra da dönüp, "Bu çocuk neden okumuyor, neyi eksik ki!" diye çıkıştık.

Velhasıl, kendimizdeki kör noktayı bulamadık. Ve bu kör noktamız, gün geçtikçe büyüyor ve biz göremiyoruz.

Olaylar karşısında kesin bir hüküm vermeden önce kör noktamızın varlığının bilincinde olabilmemiz ve buna göre tedbirler alabilmemiz temennisiyle..

Kendimize kör kalmamamız duasıyla sayın okur...

 

kubrayazifoto