30 Ağustos 2016

Kronik bir problem olarak Etsizlik

Ülkemizde aykırı açıklamaları ile yeni gündemler oluşturan yeni tip beslenme uzmanları ile birlikte yıllardır garip bir şekilde aramıza ekran camlarından örülen duvarlarla uzaklaştığımız tereyağı, zeytin, zeytinyağı, et gibi besinlerle ilişkimiz tekrar düzeldi. Batı merkezci beslenme tiplerine karşı  ideolojik beslenme tiplerinden, muhtaç beslenme tiplerine yöneldik. Öncesinde tü kaka olan besinler bugün bir gereksinim olarak raflardaki taleple karşı karşıya.

Bugün Türk beslenme kültürünün merkezindeki et hala talep listesinin baş sırasında olsa da geniş kitleler için çok yüksek olan fiyatı yüzünden yeterince tüketilemiyor. Bugün bir emekli maaşı hemen hemen 20-22 kilo ete, bir asgari ücret 25-27 kilo ete denk. Yoksul kitleler için yılda ortalama 30-35 öğünde et ile buluşma mümkün olabiliyor. "Bayramdan bayrama et yeme" deyimi artık bir mesel değil, kopkoyu bir gerçeklik. Buluşulan etlerin kalitesi, kesilen hayvanların beslendiği yemler, beslenilen etin sağlık standartlarına uygunluğu ise apayrı tartışma konuları. Peki bu pahalılığın sebebi ve etkileri neler?

Öncelikle ülkemiz 1980 lere kadar ete dair bahsettiğimiz sıkıntılara bu ölçüde sahip değildi. Mesleği hayvancılık olan geniş köylü grupların şehirlere akını hayvancılık konusunda ciddi bir insan kaynağı sıkıntısı doğurdu. Avamın aşağılayan tavrı aksine çobanlık-sığırtmaçlık ciddi bir mesleki deneyim ve altyapı gerektiriyordu. Bugün Avrupa ve Amerika'da çobanlık sertifikalı diplomalı bir meslektir ve ciddi bir prestij ve ekonomik değeri vardır. Ardından hızlı şehirleşme ile birlikte mera vasıflı arazilerin hızla şantiyeye, çöplüğe, hafriyat döküm alanına dönüştüğünü gördük. Oysa hayvancılığın merkezinde yem imkanı bulunuyor yeminde tek tedarik alanı meralar... Batı'da meralar Meclis binalarından daha özenle korunurken bizdeki hali pür melali anlatmaya gerek yok. Son olarak ta aracılı ticaret bugün et üreticisinden çok aracılara kazandıran bir faaliyet ve bu çarpıklıkların tümü yoksul vatandaşın kesesinden başka bir şeyi etkilemiyor.

Tüm bunları neden anlattık? Bugün birçok danışanımızda özellikle et tüketme yoksunluğundan kaynaklanan bir çok sorunla karşılaşıyoruz. Böyle giderse etsizliğin yoksul kitlelerde oluşturacağı sıkıntılar büyüyecek. Bizler beslenme uzmanları olarak siyasilere çözüm tavsiye edemeyiz ama bu mevzunun bir çok alanda masaya yatırılması elzem olmuştur. Bizler sadece işi beslenme olan insanlar olarak bu bayramda duyarlı ve varlıklı vatandaşlarımızın kurbanlarını yoksullara dağıtım konusunda her zamankinden daha cömert olmalarını salık veririz! Allah'ın rahmeti paylaşıldıkça berekete dönüşür, umarız bir gün yoksul kitleler kronikleşen problemleri değil de sinilere yayılmış koca et parçalarını paylaşır!