01 Kasım 2015

Meşihat arşivine göre son Devir Osmanlı uleması

Osmanlı kültür ve medeniyetinin zenginliğini günümüze ulaştıran en önemli kurumlardan birisi de Osmanlı arşivleridir. Osmanlı kültürel mirasının günümüze kadar gelmesinde büyük rol oynayan   hazine-i evrâk  ile bu hazineyi oluşturan  defter ve belgeler son derece öneme haizdir. Osmanlı Devletinde Şeyhülislâmlar, Anadolu ve Rumeli Kazaskerleri ile Nakibü'l Eşrâfların  evraklarını ihtiva eden defter ve vesikalardan günümüze ulaşabilenleri bugün İstanbul Müftülüğü uhdesinde bulunan Bâb-ı Meşihat yani Şeyhülislâmlık Arşivinde bulunmaktadır.

11885234_10153253358263432_2005708697134809658_n

İstanbul Müftülüğü cümle kapısının girişinde sol tarafta iki katlı kârgir binanın alt katı Meşîhat Arşivi, üst katı ise Meşîhat Kütüphanesi'dir.  Yazma ve matbu muteber fetva kitapları başta olmak üzere zengin fıkıh eserleri ile Şeyhülislâmlık defter ve belge koleksiyonları burada bulunmaktadır. Meşîhat Arşivi'nin üzerindeki kitâbe bize buranın “kütüb-i fıkıh ve fetvâya mahal olmak” üzere yaptırıldığını gösterir.

1826 yılında Ağa Kapısının Şeyhülislâmlara, 1836 yılında da kazaskerler, nakîbü'l-eşrâf ve İstanbul kadılıklarına sabit bir mekân olarak tahsisinden sonra ilmiye sınıfına mensup yüksek dereceli bu bürokratlar resmi faaliyetlerini burada sürdürmüşlerdir.  Onlara ait defter ve belge koleksiyonları da burada muhafaza edilmiştir.

Meşîhat Arşivi'nde, Şeyhülislâmlık Defterleri, Sicil-i Ahvâl Müdüriyeti Defterleri, Nakîbü'l Eşraflık Defterleri, Anadolu ve Rumeli Kazaskerliği Defterleri, Mühür Tatbik Defterleri, Sicillât-ı Şer‘iyye Kayıt Defterleri ve 19. yüzyılda Şeyhülislâmlıkta teşekkül eden meclis ve dairelere ait toplam 5211 defter mevcuttur.

Ayrıca son dönem Osmanlı ulemasına ait yaklaşık altı bin civarında tercüme-i hâl (sicil) dosyası mevcuttur. Bu dosyalar içerisinde kadı, naib, müderris, dersiam, vaiz gibi görevlilere ait çeşitli bilgiler yer almaktadır. Bu sicil dosyalarında şahsın ismi, soyu, doğum yeri ve tarihi, eğitim gördüğü okullar, memuriyete tayininden emekli oluncaya kadarki serüveni, icazetnamesi, varsa yazdığı risaleler gibi muhtelif bilgiler bulunmaktadır. Bu sicil dosyaları Sicil-i Ahvâl Defterleriyle beraber incelendiğinde daha teferruatlı bilgilere ulaşılabilmektedir.

19.yüzyılın sonuna doğru oluşmaya başlayan bu dosyaların bir kısmı ise günümüze kadar ulaşmamıştır. Bazı dosyalar 1922-1934 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı' gönderilmiştir. Bir kısmı da ilmiye teşkilatında çalıştıktan sonra başka memuriyetlerde görev aldığı için, ilgili birimin talebi üzerine oraya gönderilmiştir.

Şer'iye mensubu memurlardan bir kısmı ismine düzenlenmiş birden fazla dosya bulunmaktadır. Bunun en önemli sebebi ise, memurun her memuriyet değişikliğinde yeniden tercüme-i hal varakası doldurulmasıdır. Mevcut dosyalar içinde naib, müftü, müderris, şer'i mahkeme kâtibleri başta olmak üzere Osmanlı'nın son dönemde ilmiye teşkilatında görev yapmış diğer memurların dosyaları bulunmaktadır.

11928722_10153253358178432_2197707067727733505_n

Memurların evrakları zarflarda muhafaza edilmekte ve zarfın üzerinde muhteviyatına dair bir döküm yer almaktadır. Kişinin kendi el yazısıyla doldurduğu tercüme-i hal varakası, nüfus tezkiresi ve maaş cetveli ekseriyetle bütün dosyalarda bulunmaktadır. Ayrıca icâzetnâme, şehâdetnâme, nişan beratı gibi belgelere de dosyalarda rastlanmaktadır. Bazı zamanlar da ilgili kişinin yazdığı bir kitap, makale v.b. çalışmalarının  da olması, ilmiye  mensublarının emeklilik işleri, ölümünden sonraki maaş bağlanması hususunun da dosyalarda yer alması bunların  değerini daha da artırmaktadır.

Osmanlı Devletinin son dönem biyografi kaynakları arasında şüphesiz ki en önemli kaynak, Sicill-i Ahval Dosyaları ve Defterleri olmuştur. Meşihat Arşivinde bulunan ilmiye mensublarının dosyaları da taşıdığı önem, sadece şahıs biyografilerinin ilişkin bilgilerle sınırlı olmamalıdır. Bir ilde ya da kazada doğan  bir ilmiye mensubunun nerede ve hangi medreselerde eğitim aldıkları, memuriyette hangi aşamalardan geçtiklerini  dosyalar aracılığıyla rahatça incelenebilmektedir. Son dönemde dini tedrisat hayatının hangi değişikliklerle uğradığı da bu dosyalar aracılığıyla gün yüzüne çıkmaktadır.

Ayrıca,  bu dosyalar üzerinde yapılacak araştırmalarla ilmiyenin toplumdaki yeri ve toplum üzerindeki tesirleri, bunların beşeriyet üzerinde oynadığı rol ve eğitim hayatımızda işgal ettiği statüler konusu da aydınlanacaktır. Son devrini yaşayan bir cihan devletinin hukuk ve eğitim hayatı hakkında da  eşsiz bir arşiv olan bu hazine araştırmacıların ilgisi ve himmetini beklemektedir.