07 Mart 2016

O Başörtüsü olsa olsa füruattandır!

FETÖ ile mücadele kapsamında atılan her yargı adımında ön saflara onları sürdüler…

Örgüt'ün finans kuruluşuna TMSF el koydu, onlar ellerinde cevşenlerle banka şubelerinde dizildiler sıraya.

Gariban Anadolu insanı, ‘Allah kelamıyla' aldatılıp, son kuruşuna kadar cukkalanırken bu cukkaları meşrulaştırma aracına dönüşen Altın işletme şirketine el koydular, bu şirketin kapıları önünde yine aynı tablo.

Gazetelere ve televizyonlara kayyum atandı; o gazete ve televizyonların kapılarında yine onlar.

Son olarak FETÖ'nün sesi Zaman'a kayyum atandı, önceden hazırlanmış dövizler ve şemsiyelerle yine onlar…

Yargının verdiği kararın icrasını engellemek için bilerek ya da bilmeden canlı kalkana dönüştürülen yine onlardı…

Ve bu kullanışlılığın tavan yaptığı an ise; çıkan arbedede yere çakıldığı için yüzünün gözünün kanlar içinde kalmasıydı.

Başlıklar, algı operasyonu için kullanılan terimler hazırdı tabii ki:

“Başörtülü bacılarımız yerde”

“Başörtülü bacım mı demişti”

“Başörtülülere hem biber gazı hem dayak attı”

“Bu iktidar karşısında türban kanla tanıştı”

“Demek ki mesele başörtüsü değilmiş”

“Başörtüsü edebiyatı yapa yapa iktidar olup başörtülüleri yerde sürükleyen iktidar”

Bunları alt alta sıralamak mümkün. Çünkü, Yeni Bosna'da Zaman Gazetesi'ne yönelik yargı kararının uygulanmasını engellemek için bir “Yahudi taktiğiyle öne sürülen kadınlardan” oluşan barikatın dağıtılması sırasında yaşananları, ortak hedefi AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan olan her kesim bu başlıklara benzer başlıklardan okudu.

Ağaç bahanesiyle sokağa dökülüp, Türkiye'nin en önemli projelerinin durdurulmasını talep eden Gezi Darbecilerinden, Türkiye ile İran savaşırsa İran sağlarında yer alacağını ilan eden şerefsizlere ve hatta dün Cennetin yolu İran'dan geçse başka yolu yok mu diye sorarım diyen meczubun İran-Türkiye geriliminde İran'dan yana saf tutan haşhaşilerine kadar…

Irak'ta, Afganistan'da binlerce Müslüman kadının ırzına geçen Amerika bile…

Sembolleştirdikleri ise; başı örtülü bir kadının yere düşmeden kaynaklı kanlar içindeki yüzünün fotoğrafı…

Kimse, o fotoğraftaki kadının, eski bir FETÖ İmamının itiraflarıyla öğrendiğimiz ve örgütün menfaati için gerekirse “Zevk almadan zina yapabilirsiniz” diyen bir şerefsizin sesinin kısılmasına tepki göstermek, kendilerini örgütün menfaati için iffetlerini bile gözden çıkarmaya iten bir sapkın anlayışı korumak için orada olduğunu görmüyor.

Aynı şerefsizin, kadınların “inançları, arları ve namusları için” taktığı başörtüsüne doğrudan kasteden 28 Şubat'ın sapkın zihniyeti karşısında aynı şerefsizin, başörtüsü için “füruat” tanımlaması yaptığını ve binlerce genç kızın başındaki örtüyü sıyırıp attırdığını dile getirmiyor.

Neymiş “başörtülüyü yerlerden sürükleyen iktidar”mış.

Kusura bakmasın kimse; örgütün menfaatleri için devletin kılcallarına sızma stratejisinde “erkeği kadınına tanga giydirip plajda gezdirmeye” zorlayan, örgüt çıkarları söz konusu olduğunda kadının “zevk almadan zina yapabileceğini” emreden, Türkiye dışındaki örgüt okullarında okutmak için götürdükleri gencecik kızları, havaalanından çıkar çıkmaz başlarındaki örtüleri attırıp o ülkenin üst düzey yöneticilerinin takıldığı barlarda arz-ı endam ettiren ve o yöneticilerin otel odalarına meze yaptıran anlayışı savunmak için polisle çatışanın başındaki örtü de olsa olsa füruattandır.