04 Ekim 2015

Okul kantinlerinde 3 renk çocukları kurtarır mı?

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu önemli bir çalışma yaptı. Okul kantinlerinde kola, cips, gofret, hazır kek gibi gıdaların satışına yasak gelmesi söz konusu.

Kurum, yiyecek ve içecekleri renk koduyla 3 ana gruba ayırmış. Zararlı yiyecek ve içecekler kırmızı, bol bol yiyin dedikleri taze meyve ve sebzeler, kuru meyveler, kuruyemişler yeşil grupta. Miktarına dikkat ederek yiyin dedikleri simit gibi yiyeceklerse turuncu.

Çalışmanın okul kantinlerinde nasıl uygulanacağını Milli Eğitim Bakanlığı belirleyecek. Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun da çocuklara yönelik ürünlerin reklamlarında kısıtlama yapması söz konusu.

Çocuklarımızın, uluslararası gıda mafyasının mısır şuruplu, GDO'lu, parfümlü, kimyasal katkı maddeli her türlü çikolatasından, mısır gevreğinden, cipsinden, gazlı içeceğinden, meyveli yoğurdundan korunması çok önemli ve gerekli. Bütün veliler kantinlerde bunların yasaklanmasını desteklediklerini bakanlığa ve basına duyurmalı. Bakanlık, ancak arkasına bu velilerin desteğini alabilirse gıda mafyasının belini bükecek bu uygulamayı hayata geçirebilir. Yoksa zor…

Ancak çocukları gofretten gazozdan korumayla da iş bitmiyor. Büyük küçük gıda üreticilerinin öyle hileleri var ki...

İşte küçük bir korunma rehberi:

Kuruyemiş: Ceviz, fındık, ayçekirdeği gibi yemişleri kavrulmamış (çiğ) olarak satın alın. Mümkünse eve kabuklu alıp yiyeceğiniz zaman kırın. Sebebi şu: Mesela fındığın içinde çok kıymetli yağlar vardır. Kabuğunun içinde çok güzel korunur. Kabuğundan çıkarıldığında hava almaya ve o narin yağları bozulmaya başlar. Besleyici değerinde kayıplar olur. Kavrulmuş fındık yemekte hiçbir sakınca yok ama ne zaman kavrulduğu önemli. Bir iki gün önce kavrulmuşsa tamam ama 6 ay önce kavrulmuş olanları 6 ay önce pişmiş yemek gibidir. Bir de, paketli kuruyemişlerin radyasyona maruz kalıp kalmadığına dikkat edin, paketlerin üstünde bir işaretle veya ‘ışınlanmıştır” kelimesiyle gösterilir.

Kuru meyve: Meyveler ilaçlanmadan, yağlanmadan, şekerlenmeden kurutulmuş olmalı. Kuru incir böceklenmesin diye zararlı kimyasallara bulanabiliyor, çamaşır suyuyla yıkanmış gibi bembeyaz oluyor. Kuru üzüm kötü yağlarla yağlanabiliyor. Ekşi kuru meyveler glikoza bulanabiliyor. Hurmalar parlatılabiliyor. Bütün bunlardan korunabilmiş kuru meyve bulmak kolay değil ama mümkün.

Taze meyve: Türkiye'de ilaçlanmamış meyve bulmak öyle zor ki… Köylerde tarım ilaçlarına karşı bir tutku, anormal bir bağlılık var. Bir elma ağacı bir senede en az dört kere ilaçlanıyor. Kıyıda köşede kalmış köylerde, sahiplerinin terk ettiği bahçelerde bulabilirsiniz ancak. Kurtlu elma görürseniz kaçırmayın. Bir de meyveler “mumlanmış” olabilir, buna dikkat etmek lazım.

Süt ve ayran: Okul kantinlerinde UHT (uzun ömürlü, yüksek ısıda işlem görmüş) süt satılıyor. UHT sütün fazla bir besleyici değerinin kalmadığını artık herkes duydu. Çocuklara homojenize (günlük) süt içirmek daha iyi bir çözüm. Daha da iyisi yakınlarda bir üreticiden çiğ süt alıp okulda kaynattıktan sonra çocuklara vermek. Bizim marketlerde ayran diye satılan içecek aslında ayran değil, yani yoğurt ve suyu çırparak yapılmıyor. Sütün içine bakteri eklenip sıvı kıvamda farklı tatta bir içecek elde ediliyor. Çocuğun probiyotik yoğurttan faydalanmasının belki de en kolay yolu evinde mayalanmış yoğurdu cam kavanozlar içinde okula taşıması.

Yazının devamı İnşaallah haftaya…

Yogut-k