‘Bütün dünya izliyor. Tanrı mahkemeyi korusun'

İktidar popüler muhalefet ile karşı karşıya geldiğinde neler olur? Tarihin her döneminde yürütme kendi çıkarına ters düşen herkesi yargı eliyle mağdur etmiş, yıpratmış, öldürmüş. Bugün, dünden çok farklı değil. Hükümetler hala kendi aklının dışındakileri dinlemek yerine yargılıyor. Hala insanlar fikirleri yüzünden, ırkları yüzünden, dini yüzünden zulüm görüyor. Haksızlığa ve zulme uğrayanlar itibarlarını elbet geri kazanıyor. Peki ya zulmedenler?

The Trial of the Chicago 7 gerçek hayattan uyarlanmış, zulmedenlerin sonunu gösteren 2020 yapımı bir drama. Film 1968 Chicago Demokratik Ulusal Kongresi'nde çıkan isyanlara neden olmak ve komplo kurmakla suçlanan 8 kişinin hukuk mücadelesini anlatıyor. (Seale, karara varılmadan önce davadan düşürüldü ve yedi tane kaldı.)

Filmin yönetmen koltuğun Aaron Sorkin oturuyor. Yönetmeni A Few Good Men, The Social Network, Moneyball filmlerinden tanırsınız. Ama yönetmen olarak değil senarist olarak. The Trial of the Chicago 7 Sorki'in yönetmen olduğu ikinci filmi. Oyuncu kadrosu ise adeta yıldızlar geçidi; Yahya Abdul-Mateen II, Sacha Baron Cohen , Daniel Flaherty'yi , Joseph Gordon-Levitt , Michael Keaton , Frank Langella ,John Carroll Lynch, Eddie Redmayne , Noah Robbins , Mark Rylance , Alex Sharp ve Jeremy Strong

Filmin büyük bölümü mahkeme salonunda geçiyor. Diyaloglar ve oyuncu performansları ile film Netflix'in 2020 yılında çıkardığı en iyi yapım. Şikago Yedilisinin Yargılanması dinamik temposu, müzikleri, kostümleri, sinematografisi ile izlenmesi gereken bir film.

Filme gelen iki büyük eleştiri var; hukuksuz yargılamaların sistematik değil, münferit olduğunu gösteriyor, filmdeki savcı karakterinin gerçek savcı ile alakası yok. Sorkin gerçekten de siyasetten ortaya çıkmış bir dava için seyircinin önüne sadece yargıç Julius Hoffman'ı atmış. Sorkin'den görmek istediklerimizi biz söyleyelim; Politik davalar sistematiktir. Dünyaya fikri hür, vicdanı hür insanlar lazım.