13 Aralık 2020

The Call (2020)

Bugünü, geçmiş ve geçmişteki tercihlerimiz oluşturuyor. Bugünden geçmişe bakınca ‘keşke’ demeyen insan yoktur. Hatalar ya da geçmişte doğru yaptığımızı sandığımız her bir an bugünkü bizi oluşturuyor. Peki ya geçmişteki hatalarınızı düzeltme şansınız olsaydı, bunu kullanır mıydınız? 11.22.63. adlı mini dizide John F. Kennedy suikastına engel olup tekrar bugüne geldiğinde Kennedy’nin kurtulmasının Amerika'yı berbat bir hale getirdiğini gösteriyor. Belki de Vietnam’da olanların olması gerektiğini söylüyor. The Call adlı Kore yapımı film ise geçmişte daha küçük bir değişiklik yapıyor. En azından dünyayı değil sadece bir hayatı etkileyecek bir değişim.

The Call gizemli bir telefon görüşmesi ile konuşan farklı zaman dilimlerinde yaşayan iki kadının etrafında dönüyor. Bir telefon görüşmesi aracılığı ile farklı zamanlarda yaşayan iki kadının bağlantı kurması bakalım nasıl tehlikelere yol açacak?

Filmin yönetmen koltuğunda Chung- Hyun Lee oturuyor. The Call yönetmenin ilk uzun metraj filmi. Başrolleri ise #Alive filmi ile yıldızı parlayan Park Shin-hye ve  Burning filminin yıldızı Jong-seo Jun paylaşıyor. 

The Call güzel başlayan, gerilimi yükselten ve en sonunda seyirciyi şaşırtma hevesine kurban edilen bir film. İzleyici olarak ben ‘daha bitmediğini’ görmek yerine ana karakterin ‘daha sonrasını’ görmek isterdim. 

Geçmişteki değişimlerin bugüne etkisinin gösterilmesine ait sekanslar iyi işlenmiş sadece fazla illüzyonist olmuş diyebilirim. Tabii yönetmenden Nolan gibi gerçek bir uçağı gerçekten patlatması kadar gerçeklik beklemiyorsanız bu sizi rahatsız etmez. Korku-gerilim sevenler için 1 saat 52 dakika gayet güzel bir izlenim olacaktır.