10 Haziran 2017

Yalandan kim ölmüş veya alelâcayip zihniyetin kalesi…

 

Ana Muhalefet Partisi CHP'nin olanı ve yaşananı sürekli tersinden anlamak hususundaki çabaları da ülkenin yararına olan konularda takındığı öldürücü gariplikleri de bazen aklın sınırlarını zorluyor.

Zamanın gerisinde kalmaya adeta yemin etmişliğinin yanında sürekli kendi ülkesinin zararına dönük tavır ve söylemleri tahammül edilir cinsten çıkıyor artık.

Gazete Duvar'da İrfan Aktan kendince nasıl bir hikmet gördüyse CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ile bir röportaj-yazı kaleme almış (Veli Ağbaba: Yetmez ama evetçilerle helalleşmek lazım, 9.6.2017)

Sonuç bildiğiniz gibi, kendi yalanına inanma sendromuna tutulmuş bir zihnin başka bir lay-lay-lom havasındaki kopmuşluğu.

İflah olmaz bir aymazlığı kendine destur edinmiş ana muhalefetin nasıl kendi kendine kurguladığı bir ‘düşünsel evcilik oyunu' içinde kaybolduğunu görüp içim burkuldu yine.

İçim burkuldu derken samimiyim.

Çünkü Allah'ın insana verdiği en büyük nimet olan zekâ ya da kiyaset, idrak, muhakeme gücünün nasıl pervasızca heder edildiğine üzülür insan.

Allah'ın gücüne gidecek bir hoyratlıkla akıl sağlığının nafile gayretlere kurban edilmesinden iyi niyetli hangi yürek incinmez ki?

Hem soranın hem cevap verenin hayatın orta yerinde yaşanan meselelere at gözlüğünden bakmasına şaşırmamak elde değil.

Ya diyorsunuz bu vatandaşlar bu dünyadan değil, ya da siz.

Görünen hiçbir köye dahi bu kadar marifetsiz, bedbaht, biçare kılavuzların rehberliğiyle ulaşma imkanının olmadığı ne vakit anlaşılacak, merak ediyor insan.

Röportaj, CHP'nin nasıl kolay yalan söylediğinin de nasıl ilkesiz ve tutarsız olduğunun da nasıl olayları bir çırpıda olduğundan farklı gösterebileceğinin de adeta ruhsatı.

Ya da bir vekilin bir yığın albenili sözleri ardı ardına dizmesinin asla zihninin ‘dar ve yavan' düşüncelerle işgal edilmişliğini gizleyemeyeceğinin ibretlik bir örneği.

Röportajda CHP tabanının beynini tütsüleyen ne kadar kavram varsa bilerek ilişkili ilişiksiz her yere serpiştiriliyor adet olduğu üzere.

Başkaca da bir şeyleri yok zaten. Ne zihninizi açacak bir derinlik ne ufkunuzu genişletecek bir perspektif ne dağarcığınıza alacağınız özgün ve yeni bir kelam…

Cumhuriyet, Atatürk, laiklik, insan hakları, gezi hatta FETÖ, zeytin ve yeşil alan… beyin yıkama seanslarının argümanları olarak röportajın her satırında karşınıza çıkıyor.

Çöp bidonuna atılası laf ebeliklerini okuduğunuzda benim aklıma ilk gelen gayri Atatürk'ü bu tahripkâr zihniyete meze etmekten kurtarmak gerekiyor. Atatürk, her anılışını yalanla, iftirayla, çarpıtmayla bocalayan zihniyetten çektiğini kimseden çekmedi çünkü. 

 

Anlamı ve değeri aşınmış kavramlar tabanlarını huşu içinde kendi etrafında dönen pervane böceklerine dönüştürse de bende kalan CHP zihniyetinin lezzetsizlik düzeyinin kederi.

Röportaj uzun. Lakin daha ilk soruya verilen cevabı okumak dahi ana muhalefet cephesinde nasıl bir umutsuz deformasyonun yaşandığını göstermeye yetip de artıyor bile.

Soruyor İrfan Aktar ‘Hasankeyf'in baraj altında bırakılması projesine, Karadeniz'deki HES'lere, her yere AVM dikilmesine ve kentsel dönüşüme yönelik toplumsal tepki, şu an dördüncü yıl dönümü olan Gezi Parkı'ndaki dönüşüm girişimine karşı isyanla had safhaya ulaşmıştı. Fakat her ne kadar geri çekilse de zeytin alanlarının imara açılması projesinde olduğu gibi hükümetin bu tür çalışmaları kolay kolay engellenemiyor. Siz muhalefet olarak bu konuda nasıl bir muhasebe yapıyorsunuz?'

Cevaplıyor akıl danesi genel başkan yardımcısı ‘Zeytinden tutun da HES'lere ve kentsel dönüşüm projelerine kadar bütün bu düzenlemeler siyasi bir hedefin tezahürü. “Dikey değil yatay büyüyeceğiz” diyenler aslında İstanbul başta olmak üzere birçok kenti adeta yok ederek onlara farklı bir kimlik büründürmeye çalışıyor…'

Böyle başlayan bir yalanlar manzumesinin gerisini okumaya gerek var mı? Adam olanın midesini bulandırmaya yetmez mi bu kadar desteksiz yalan?

Haydi bir tek İstanbul'u ve dikey yapılaşmayı ele alalım. Bu zat-ı muhteremin yalanlarla bocaladığı dikey yapılaşma hususunda hangi belediyeler zıvanadan çıkmış durumda? Nerelerde yeşil alanlar aç kurtlar gibi saldıran AVM ve rezidanslara yem ediliyor? Renksiz, ruhsuz dikey yapıların alıp başını gittiği Kadıköy, Şişli, Ataşehir, Sarıyer, Beşiktaş, Maltepe, Kartal kimin belediyeleri?

AK Parti'nin dikey yapılaşma konusundaki günahlarını bizler çok yazdık. Peki adil ve objektif olmak adına bizim eleştirilerimizi Ağbaba kendi belediyelerine yapıyor mu?

Nerede… ‘Sütten çıkmış ak kaşık' sahtekarlığıyla yalan üstüne yalan söylüyor.

Daha ilk soru da ‘yalandan kim ölmüş' karakterinin zirvede zuhur ettiği bir röportajı okumaya devam etseniz ne etmeseniz ne?

Lakin alelacayip zihniyetin yalancı karakterini ifşa etmek için dişimizi sıkıp devam etmemiz gerekiyor.