Aşıların zararlarını ve içeriklerini öğrendikten sonra boş duramadım, gece gündüz  araştırdım ve öğrendiklerimi kendime saklayamayacağımı anladım...

Ve Gördüm ki hala aşıları zorunlu sananlar vardı.

Kişisel Facebook hesabım ve birkaç grupta bu konuyla ilgili paylaşım yapmaya başladım.

Televizyonda dahi grup ismimiz ve resmimiz verilerek, asılsız açıklamalar yapılmıştı.

Aşının tıbbi ve hukuki zorunluluk olmadığını, aşıları bizim üretmediğimizi, yan etkilerinden ve içeriklerinden anlatıp,  aileleri bilinçlendirmeye başlayınca, hakikati gizleyenler, gerçeklerin üzerini örtenler, bizi cahillikle yaftalayıp, saldırmaya başladılar.

Üzücü olanlardan biri de,  bu saldırılar çok bilinen ve tercih edilen bir üniversitenin doktorlarından ve tıp öğrencilerinden gelmesi. "Aydınlatılmış onam" ın ne demek olduğunu unutup, hastasına aşı yan etkilerinden ve zorunluluk olmamasından bahsedemeyen herkes önüne taş konduğunu düşünerek bize saldırdı!

Oysa ki hepsi gayet iyi biliyor ki,

“aşı reddi” tahminlerin çok çok üstünde.

Akademisyen, öğretmen, doktor, hemşire, avukat, sanatçı, siyasetçi çocukları aşısız. Bunları yazın aklınızı bi köşesine. Bizler doz doz aşılanırken, uyanan, bilinçli ebeveynler sessizce aşıdan uzaklaşıyor.

Hal böyle olunca, bende “Kendi çocuğuma artık aşı yaptırmıyorum onu kurtardım,banane onlar da araştırsın " diye kenara çekilemezdim, çekilmedim de.

Hiçkimseye “aşı yaptırma” yazdığım görülmemiştir.

"Bana inanın" da demedim,

"paylaştıklarımı araştırın o şekilde karar verin, sonuçta zorunluluk yoksa bir sebebi vardır" derim her zaman.

Bir örgüte üye olmakla ve insanların sağlıklarının bozulmasını neden olmak için finanse edilmekle suçlandım, ailemle tehdit edildim. Sürekli hakaret içeren aldığım mesajlardan bahsetmek bile istemiyorum.

Aşının tıbbi ve hukuki zorunluluk olmaması Devletin kendi eli ile yaptığı bir haktır. Benim tek yaptığım insanları yasal hakları ile alakalı uyarmak, ve aşıların güvenliği ile ilgili araştırma yapmaya teşvik etmek. Hiç kimse, kimsenin evladını anne ve babasından daha fazla düşünemez. Şayet aşının gerekli ve faydalı olduğuna inanıyorsanız lütfen bilimsel verilerle konuşup ikna etmeye çalışın. Aşıların hiçbir zararı olmadığını ispat edin!

Saldırmak, tehdit etmek ve hakaret etmek neden? Siz aşı kaynaklı ölen, sağlığı bozulan çocuklarla ilgili vebale girmiyorsunuz da, ben aşıların içeriğini ve kendi prospektüsünde yazan yan etkileri yazınca mı kul hakkına giriyorum?

Yapılan tehdit ve saldırıların hepsini kaydedip ilgili makamlara bildiriyorum. Aşı karşıtlığımızın nedenlerini anlamak yerine alaycı üslup ile saldırıp hakaret edenleri, bilimsel çalışmaları ile aramızda görmek isteriz.

Bana hakaret etmek veya benden hesap sormak yerine size, sadece kendilerine  göre gerekli olan bilgileri ezberletenlere sorun hesabınızı! Benim size karşı hiçbir sorumluluğum yoktur, vermem gereken hesap veya cevaplamam gereken hiçbir sorunuz yoktur!

Evladımıza içeriğinden emin olmadığımız veya  bildiğimiz kadarıyla zararları kanıtlanmış maddeleri enjekte ettirmemek için doktorumuzu,  ebemizi, hemşiremizi ikna etmek zorunda mıyız?

Hayır değiliz!

Güvenilirliğine inanıyor ve evladımızı aşılamak istiyorlarsa bizi BILIMSEL veriler, temiz içerikler (varsa!?) ,  Asla yaşanmayan, ileride de  yaşanmayacak yan etkiler ve asla zarar görmeyeceğimiz konusunda garanti vererek ONLAR BIZI IKNA ETSINLER!

Bizler evlatlarımızı korumak adına karar alırken kimseyi ikna etmek zorunda değiliz.

Aşılamak isteyen bizi ikna etsin! Edebilirse!

Insanlar gerçekleri öğrenip,  uyanmaya başladıkça birileri demek ki birşeylerden eksik kalıyor ki saldırılar artıyor..

Insanlara yasal haklarını kendilerinden saklayıp aşı yaptırmak istemeyen aileleri bazen polisle, bazen çocuğunu elinden almakla tehdit edenler de var ve bunu yaparken kul hakkını düşünmezler ama bana gelip " vebal alıyorsun " diye başlayan,  "Allah belanı versin insanların sağlıkları ile oynuyorsun" diye biten cümleler kuruyorlar.

Uğradığım saldırılardan birkaçının ekran görüntüsünü paylaşacağım, bir doktorun bebeklere yapılan kvitaminini gerçekten Vitamin sanması da gerçeğin ne olduğunu  bilmediğini gösteriyor aslında. Nasıl ki bazı doğru bilinen yalanlar zamanla layığını  bulup ortadan kalktıysa, bu olaylar da  zamanla saklanan gerçekler arasında yerlerini alacaklar, hakettikleri değeri görecek ve bu hakaretler ibret olarak hatırlanacak.

Sesim titreyebilir, kısılabilir ama ben bu davadan vazgeçmiyorum!